top of page

DOĞA FELSEFESİ VE ŞAMANİZM: VAROLUŞUN KADİM İŞBİRLİĞİ



Doğa, insanın varoluşunda hem fiziksel hem de ruhsal bir temel sunar. İnsan, yeryüzünde var olduğu andan itibaren doğayla kurduğu bağ sayesinde anlam dünyasını genişletmiş, varoluşsal sorularına cevap aramıştır. Şamanizm, bu bağın en kadim yansımalarından biri olarak doğayı yalnızca bir yaşam kaynağı değil, aynı zamanda kutsal bir bütün olarak ele alır. Doğa felsefesi ise insanın doğayı anlama, ona uyum sağlama ve onunla bir bütün olma çabasıdır. Bu makalede, Şamanizm ve doğa felsefesinin kesişim noktalarını, insan-doğa ilişkisini ve bu öğretilerin modern dünyada nasıl bir rehber olabileceğini inceleyeceğiz.


DOĞA FELSEFESİNİN TEMELLERİ


Doğa felsefesi, insanın çevresindeki dünyayı anlama çabasından doğmuş bir disiplindir. Eski Yunan’da, doğa felsefesinin temellerini atan düşünürler, evrenin işleyişini ve doğanın döngülerini anlamaya çalışmışlardır. Herakleitos’un “Panta Rhei” (Her şey akar) anlayışı, doğanın sürekli değişim ve dönüşüm içinde olduğunu vurgular. Aynı şekilde, Taoizm gibi doğu felsefeleri de doğayı bir denge, uyum ve evrenin döngüleri olarak ele alır. Bu felsefeler, insanın doğadan ayrı değil, onun bir parçası olduğunu öğretir.


Ancak modern insan, doğayı anlamaktan çok onu kontrol etmeye ve kaynaklarını tüketmeye odaklanmıştır. Bu kopuş, yalnızca çevresel felaketlere değil, aynı zamanda insanın ruhsal dengesinde de bir bozulmaya yol açmıştır. Şamanizm ve doğa felsefesi, bu kopuşu onarmak için önemli rehberlik sunar.


ŞAMANİZM VE DOĞAYLA RUHSAL BAĞ


Şamanizm, doğanın kutsallığını temel alan bir yaşam felsefesidir. Doğanın her unsuru - ağaçlar, dağlar, nehirler, hayvanlar - canlı ve ruh sahibidir. Şamanik düşüncede, doğa yalnızca insanın fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan bir kaynak değil, aynı zamanda ruhsal bir öğretmendir. Bu anlayış, Şamanizmi modern dünyadaki doğa felsefesi tartışmalarının merkezine yerleştirir.


Şamanik ritüellerin temel amacı, insanın doğa ile uyum içinde yaşamasını sağlamaktır. Örneğin, Şamanlar trans yolculukları sırasında doğanın ruhlarıyla iletişim kurar ve onların bilgeliğini topluma aktarır. Bu süreç, bireyin sadece kendisiyle değil, doğayla ve evrenle olan bağını güçlendirir. Doğadaki denge, insan ruhunun da dengesidir. Eğer doğa bozulursa, insanın ruhsal dünyası da bundan etkilenir.


DOĞA FELSEFESİ VE ŞAMANİZMİN KESİŞİMİ


Şamanizm ve doğa felsefesi, insanın doğayla uyumlu bir yaşam sürme gerekliliği üzerinde birleşir. İki yaklaşım da insanın doğanın bir parçası olduğunu ve ondan ayrı düşünülemeyeceğini savunur. Ancak Şamanizm, bu bağı sadece entelektüel bir anlayış olarak değil, ruhsal bir deneyim olarak sunar.


Doğa felsefesi, doğanın döngülerini ve yasalarını anlamayı öğütlerken, Şamanizm, bu yasaların bir parçası olmayı öğretir. Örneğin, doğa felsefesi, ekolojik dengeyi bir bilimsel gerçeklik olarak ele alırken, Şamanizm, bu dengeyi kutsal bir sorumluluk olarak görür. Şamanik dünya görüşüne göre, insan doğaya yalnızca zarar vermekten kaçınmakla kalmamalı, aynı zamanda onun koruyucusu olmalıdır.


MODERN DÜNYADA DOĞA FELSEFESİ VE ŞAMANİZM


Modern dünyada, insanın doğayla olan bağının zayıfladığı bir gerçek. Kentleşme, teknolojik gelişmeler ve çevre kirliliği, insanın doğayı yalnızca bir tüketim nesnesi olarak görmesine yol açmıştır. Bu durum, ruhsal bir kopuşu da beraberinde getirmiştir. Ancak doğa felsefesi ve Şamanizm, bu kopuşun onarılmasında önemli bir rol oynayabilir.


Şamanik ritüeller ve doğa felsefesi, modern insanın kaybettiği doğa ile uyumu yeniden bulmasına yardımcı olabilir. Örneğin, Şamanik bir yürüyüş sırasında doğanın ruhlarını dinlemek, yalnızca bir meditasyon yöntemi değil, aynı zamanda bir farkındalık pratiğidir. Bu pratikler, insanın sadece doğayı değil, kendi iç dünyasını da anlamasına olanak tanır.


SONUÇ: DOĞANIN DİLİNİ DİNLEMEK


Doğa felsefesi ve Şamanizm, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden düşünmesi gerektiğini bize hatırlatır. Bu iki öğreti, yalnızca bireysel bir dönüşümü değil, aynı zamanda toplumsal bir değişimi de gerekli kılar. İnsan, doğayı anlamalı, onunla uyum içinde yaşamalı ve bu ilişkiyi kutsal bir sorumluluk olarak görmelidir.


Doğanın dili, sabır ve dikkatle dinlenir. Bu dili anlamak, insanın sadece doğayla değil, kendi varlığıyla da uyum içinde yaşamasını sağlar. Şamanizm ve doğa felsefesi, insanın bu dilde ustalaşmasına rehberlik edebilir. Çünkü doğa, insanın öğretmenidir; ve bu öğretmen, dinlenmeyi bekliyor.


Kaynakça:

1. Eliade, Mircea. Şamanizm: Arkaik Tekniklerin Ansiklopedisi. İstanbul: İmge Kitabevi, 2003.


2. Vitebsky, Piers. Şamanizm: Ruhların ve Doğanın Peşinde. İstanbul: Alfa Yayınları, 2012.


3. Herakleitos. Fragmanlar. İstanbul: Alfa Yayınları, 2019.


4. Campbell, Joseph. Mitolojinin Gücü. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2000.


5. Eröz, Mehmet. Eski Türk Dini ve Şamanizm. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1992.


6. Lao Tzu. Tao Te Ching. İstanbul: İş Bankası Yayınları, 2006.



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Doğanın Sessiz Öğretileri

Doğa, insanın en eski öğretmeni. Onun sessiz şarkısında kaybolduğumuzda, aslında kendimizi buluruz. Rüzgarın fısıldadığı sırlar, taşların...

 
 
 

Comments


İLETİŞİM

Ruh ve Doğa

Ortaokul Cad. 80/2

Taşucu/MERSİN

33700

​​

Tel: +905543529740

info@ruhvedoga.com

© 2035 Powered and secured by Wix

bottom of page